Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İstanbul Esenyurt’ta yapılan halk buluşmasına katıldı.
Esenyurt meydanında coşkulu bir kalabalığa seslenen Buldan şöyle konuştu:
İstanbul’un kaderini değiştirecek olan kitle Esenyurt kitlesidir. Biliyoruz ki her parti seçim çalışmalarının startını Esenyurt’tan verir. Çünkü Esenyurt demek Serhed demek, Botan demek, Amed demek, Hakkari, Van demek, Şırnak demek, Kars demek, Iğdır demek, Ardahan demek. İşte bunun için bütün partiler seçim çalışmalarını Esenyurt’tan başlatırlar. Biz de HDP olarak 23 Haziran seçiminin ilk mitingini burada yapıyoruz. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyoruz.
31 Mart’ta herkes tercihini yapmıştı
Sevgili halkımız, Esenyurtlular 31 Mart tarihinde aslında sadece İstanbul’da değil HDP’li belediyelerin de büyük bir haksızlığa uğradığı, seçilen belediye başkalarının elinden mazbatalarının alındığı ve belediye başkanlığının iptal edildiği tarihi bir seçime tanıklık ettik. 31 Mart tarihinde herkes tercihini yaptı. Bölgede de İstanbul’da da tercih yapıldı. İstanbul’da demokrasi güçleri bir tercih yaptılar ve CHP’nin adayına İstanbul’da kazandırdılar ve onu belediye başkanı seçtiler. Hatta mazbatasını eline verdiler. Ancak AKP hükümeti YSK’yi de yanına alarak büyük bir hukuksuzluğun altına imza attı.
Binali Yıldırım kazanmış olsaydı bugün seçim tekrarlanmayacaktı
Diyarbakır’ın ilçelerinde, Van’ın ilçelerinde, Erzurum’un ilçelerinde HDP’li belediye eşbaşkanlarına ne yapıldıysa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na da aynısı yapıldı. Kazanılan belediyeler elimizden alındı. Kürdistan’da İstanbul’da da halkın tercihini yaptığı, iradesini teslim ettiği, halkın bu benim belediye başkanımdır dediği adaylardan AKP, YSK eliyle hukuksuz bir şekilde mazbatalarını aldı. Bu hukuksuzluk, bu adaletsizlik, bu haksızlık, bu gasp olayı belki de tarihte bu denli kapsamlı yaşandı. İstanbul Belediye Başkanlığı’nı Binali Yıldırım kazanmış olsaydı bugün seçim tekrarlanmayacaktı. Binali Yıldırım kazansaydı hiçbir hukuksuzluk ifade edilmeyecekti.
AKP’nin kaybettiği, AKP’li belediyelerin kazanmadığı yerlerde AKP bir kez daha hukuksuzluğun altına imza attı. Bölgede 6 belediye ve İstanbul’da bir belediye başkanına mazbataları verilmedi. YSK’ye başvurmamıza rağmen bizim dilekçelerimiz kabul edilmedi, İstanbul’da binlerce oy alan CHP’nin adayının itirazları da kabul edilmedi, AKP’nin yaptığı itiraz kabul edildi ve İstanbul Belediyesi’nin iptal edilmesine karar verildi.
YSK’nin 250 sayfalık gerekçeli kararında hiçbir gerekçe yok
YSK bu kararı 250 sayfalık gerekçeli karar ile kamuoyuna duyurdu. Bu 250 sayfalık gerekçeli kararda hiçbir gerekçe yok. Arasanız tarasınız içerisinde insanları tatmin edecek, ‘evet gerçekten haksızlık yapılmış’ denebilecek tek bir satıra rastlayamazsınız. AKP, o 250 sayfalık gerekçeli kararı kendisi yazdı ve YSK’nin önüne koydu. O 250 sayfalık gerekçeli karar karşısında İstanbul halkı 250 bin fark ile AKP’ye dersini verecek. Büyük bir fark ile kazanacağız bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Şimdi çıkmışlar diyorlar ki sizin adayınız yok ki siz niye alanlara çıkıyorsunuz, toplantılar yapıyorsunuz. Adayınız olmayan bir yerde niye seçim çalışması yapıyorsunuz diyorlar. Biz adayımız olmayan yerlerde demokrasi güçleri adayını destekleme kararı aldık. Biz size kaybettirmek için bugün alanlardayız.
Aday çıkarmadığımız her yerde AKP’ye kaybettirdik
Evet aday çıkarmadığımız yerlerde AKP’ye nasıl kaybettirdiğimizi herkes gördü. Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Adana’da, Antalya’da aday çıkarmadık AKP’ye kaybettirdik. Onlar da sadece bir yerde aday göstermediler. Iğdır’da aday çıkarmadılar ve bütün partiler birleşti ve ‘Iğdır HDP’nin kalesidir, HDP’ye Iğdır’da kaybettirelim’ dediler. Ve aramızdaki fark ne biliyor musunuz? Onların aday göstermediği yerlerde biz kazandık; bizim aday göstermediğimiz yerlerde onlar kaybetti. İşte aramızdaki fark budur. HDP’nin farkı budur.
Herkes Kürtleri tartışıyor
Şimdi AKP’nin gözü İstanbul’da ama herkesin gözü Kürtlerin üzerinde, herkes şunu tartışıyor. Acaba 23 Haziran’da Kürtler kime oy verecek diyorlar. Kürtler AKP’ye mi yoksa CHP’ye mi oy verecek; yoksa kararsız mı kalacak, sandık başına mı gitmeyecekler diye herkes bir tartışma yürütüyor. Şırnak’ta yaşayan Kürt ile İstanbul’da yaşayan; Diyarbakır’da yaşayan bir Kürt ile İstanbul’da yaşayan; Van, Hakkari, Iğdır’da yaşayan Kürt ile İstanbul da yaşayan Kürt arasında bir fark yoktur. İradeleri aynıdır, yürekleri bir atar. Onun için hiç kimse Kürtler üzerinden siyasi hesap içerisine girmesin. Çünkü Kürtler geçmişte yapılanı asla unutan bir halk değildir.
Kürtlerin karnı bu ucuzluklara tok
31 Mart seçimlerinden önce Kürtlere, temsilcilerine, belediye eşbaşkanlarına, milletvekillerine her türlü hakareti yapacaksın; Kürdistan diyene ‘Bu ülkeden defolun gidin’ diyeceksin; Kürtçe konuştuk diye, Kürdistan dedik diye hakkımızda onlarca dava açacaksın; Kürt halkının temsilcileri Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı, Gülten Kışanak’ı, Sebahat Tuncel’i, Sırrı Süreyya Önder’i, İdris Baluken’i alacaksın cezaevine koyacaksın; belediye eşbaşkanlarını görevden alıp, yerine kayyım atayacaksın; Kürt halkının dilini, kültürünü, kimliğini inkar edeceksin. Ama seçimler yaklaşınca hem Kürdistan diyeceksin hem de Kürtçe konuşacaksın. Kürtlerin karnı bu ucuzluklara tok. Kürtler sizin bu ucuz politikalarınızın ne anlama geldiğini biliyor. Siz Kürtlerin temsilcilerini cezaevlerine atarken, Kürtçe tabelaları yere atarken, Bitlis ve Tatvan’da seçilen belediye başkanlarınız Kürtçe tabelalara tahammül edemezken gelip Kürtlerden oy isteyeceksin. Hadi ordan diyoruz! Kürtler bırakın oyu size günahını bile vermez!
Esenyurt halkı ve İstanbul halkı iradesine sahip çıkacak
Esenyurt’ta İstanbul’da yaşayan Kürt halkı 23 Haziran’da da yine iradesine sahip çıkacak. Kendisini inkar edenlere, kendi temsilcilerini cezaevlerine koyanlara 23 Haziran’da sandıkta iyi bir ders verecek. 23 Haziran bizler için tarihi bir fırsat, bu fırsatı İstanbullular ve İstanbul’daki halklar iyi değerlendirmeli. 17 yıllık AKP’nin bu ülkeyi ne hale getirdiğini biliyoruz. Bu ülkeyi artık yönetemiyorlar. Bütün haksızlıkları, hukuksuzlukları Türkiye’nin dört bir tarafına yayan; hukuk, adalet, demokrasi diye bir şey bırakmayan; insanları açlığa ve yoksulluğa mahkum eden; sadece kendi yandaş ve akrabalarını düşünen bir iktidara karşı bizler bugün demokrasi ittifakını gerçekleştiriyoruz. Barış, demokrasi, adalet ve hukuktan yana olanlar herkes, bütün İstanbul 23 Haziran’da sandık başına gidecek ve demokrasi güçlerinden yana tercihini yapacak. Bundan hiçbir şüphemiz yok, sizlere güveniyoruz. 23 Haziran Türkiye demokratikleşmesi için önemli bir tarihtir. Kendi geleceğimiz ve çocuklarımızın geleceği için demokrasi ittifakında buluşmak ve Türkiye’yi özgürleştirmek, demokratikleştirmek, Türkiye’ye adalet ve hukuku getirmek bizlerin görevidir. Bu görev için yola çıktık bu görev için 23 Haziran’da sandık başına gideceğiz.
Tatile gitmiyoruz sandığa gidiyoruz
Tatile gitmiyoruz, 23 Haziran’a kadar gece gündüz çalışacağız, her eve gideceğiz ve sonunda kazanacağız. 23 Haziran tarihinde demokrasi güçlerinin kazanması ile birlikte Türkler de Kürtler de kazanacak. İstanbul’da yaşayan Aleviler, Süryaniler, kadınlar, gençler kazanacak. Beyaz Tülbentli Annelerimiz kazanacak. Cezaevlerindeki yoldaşlarımız kazanacak. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ kazanacak.
İşte bu kadar tarihi, bu kadar önemli bir seçimi 23 Haziran’da gerçekleştireceğiz. Hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Riya we û riya me vekiribe. Hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyoruz. Mutlaka kazanacağız, sonuç muhteşem olacak!
Kaynak: hdp.org.tr