
İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yönelik düzenlediği katliama karşı Dünyada tepkiler artıyor. İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 79 artarak, 66 bin 5’e yükseldiği açıklandı. 29 Eylül Pazartesi günü ABD Başkanı Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze’ye yönelik saldırılar ve olası ateşkes konularını görüşmek üzere bir araya gelecek. Trump ve Netanyahu ile görüşme Filistinlilerin kaderini belirleyecek gibi görünüyor.Dünya’da İsrail’i durduracak tek güç ABD olduğunu herkes biliyor. Çünkü İsrail’in Filistin ve Ortadoğu’da başta İran, Yemen, Suriye ve diğer bölgelerdeki saldırısında ABD desteği olmadan yapması mümkün değil.
Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki İsrail’e yönelik saldırısında yaklaşık 1.200 kişi hayatını kaybetmişti. Rehin alınan 251 kişiden Gazze’de kalan 20’sinin halen hayatta olduğu düşünülüyor. İsrail’in Hamas’ın bu saldırısını bahane ederek Filistinlilere yönelik katliam gibi başlattığı saldırılar devam ediyor. ABD Başkanı Trump, Mayıs ayında Arap ülkelerine düzenlediği gezide haraç diye tabir edilen milyarlarca dolarlık anlaşmalar yapmıştı. Arap ülkeleri, ABD’ye Trump ziyareti 1,2 Trilyon Dolarlık anlaşmaya rağmen, İsrail’in Filistinlilere yönelik katliamlara karşı yeterince sesini çıkarmadıkları görülüyor. Filistine en büyük desteği veren ve bunu açıkça belirten Türkiye dışında 3 Milyon nüfuslu Katar lideri son yıllarda Filistin’e verdiği destek yeterli bulunmadı. Son günlerde başta Fransa, İspanya,İtalya olmak üzere çok sayıda Avrupa ülkesi Filistin’i tanıdıklarıni açıklayıp, Gazze’de İsrail katliamına tepki gösteriyor. Arap ülkelerin kralları yine sesiz.Başta Avrupa’daki ülkeler olmak üzere 193 Birleşmiş Milletler (BM) üye devletlerin 157’si, Filistin Devletini tanıdı. Dünya’da 57 Müslüman ülkesi ve 22 Arap ülkesi bulunmaktadır.
Gazze-İsrail çatışması,1948 yılında evlerinden kaçan veya sürülen 700.000’den fazla Filistinlinin yaklaşık 200.000’inin mülteci olarak Gazze Şeridi’ne yerleşmesiyle başlayan İsrail-Filistin çatışmasının yerel bir parçasıdır. O tarihten bu yana İsrail, Gazze Şeridi’ne karşı 15 savaş yürüttü. İkinci Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından soykırıma uğrayan milyonlarca Musevinin trajedisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Müslüman Filistinlilerin trajedisine dönüştü. Avrupa’da soykırıma uğrayan Museviler bir devlet kurmak istediler ve Britanya’nın da desteğiyle, ağırlıklı olarak Müslüman ve Arap olan Filistinlilerin yaşadıkları toprakları seçtiler ve bu topraklarda İsrail’i kurdular. Oysa bu topraklarda Musevi nüfus binlerce yıldır bir azınlık idi. Antikçağda bu topraklarda Müslümanlardan önce Musevilerin yaşamış olması olgusundan yola çıkılarak, antikçağ referansıyla, İsrail devletinin kurulması sağlandı.
Filistin, birçok dünya dini için önemi ve Afrika ile Asya arasında değerli bir coğrafi konumda bulunması nedeniyle sık sık siyasi çatışmalara sahne olan Orta Doğu’da küçük bir bölgedir. 1. Dünya Savaşı’nda (1914-1918) Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından Filistin, Akdeniz ile Ürdün Nehri arasındaki bölge olarak tanımlanmıştır. Bu coğrafi bölgedeki toprakların büyük bir kısmı, 1947’deki bölünmenin (veya taksimin) bir sonucu olarak günümüz İsrail’inin bir parçasıdır. Günümüzde Filistin, İsrail ve Ürdün arasında sıkışmış bir bölge olan Batı Şeria’yı ve İsrail ile Mısır sınırındaki Gazze Şeridi’ni kapsamaktadır. 157’den fazla Birleşmiş Milletler üyesi ülke Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanısa da, İsrail, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer bazı ülkeler tanımamaktadır.
1948 İsrail’in kuruluşundan bu yana, İsrailliler ve Filistinliler arasında gerginlikler mevcuttu ve bu durum bölgede devam eden şiddete yol açtı. Şiddeti yatıştırmak için çeşitli anlaşmalar yapıldı, ancak bunlar büyük ölçüde başarısız oldu. İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırıları katliama dönüşünce başta Türkiye olmak üzere çok sayıda ülke diplomasi için harekette geçti.
Erkan SARIKAYA