
12 Eylül 1980 darbesinde gözaltına alındıktan bir gün sonra kaybedilen oğlu Cemil Kırbayır’ı “Bulmadan ölmeyeceğim “diyen, gözaltında kaybedilen ailelerin sembol ismi Berfo Ana’nın (Kırbayır) ölümünün üzerinde 7 yıl geçti.
21 Şubat 2013’te 105 yaşında hayatını kaybeden Berfo Ana, 33 yıllık mücadelesini ”Benim evladım gelir diye kapıyı, bacayı açık bıraktım. Ay geçti, gün geçti, sene geçti benim çocuğum gelmedi. Benim çocuğum ölmüşse cenazesini bana versinler. Ben Kenan Evren’in peşindeyim. Oğlumun cenazesini istiyorum. Ölene kadar peşindeyim, ben anayım öyle bırakmam” sözleriyle anlatmıştı.
Cumartesi Anneleri’nin simgesi
Yüzlerce hafta boyunca kayıplarını bulmak için Galatasaray Lisesi’nin önünde toplanan Cumartesi Anneleri’nin simgesiydi Berfo Ana. “Oğlumu bulmadan ölmem” dedi. Sağlığı iyice kötüleşinceye kadar Galatasaray Lisesi’nin önüne gitti. Ancak 21 Şubat 2013’te mide kanseri nedeniyle tedavi gördüğü hastanede oğlu Cemil Kırbayır’ı göremeden yaşama veda etti.
12 Eylül davasına müdahil oldu, Kenan Evren’e seslendi: Elin ayağın titremesin Evren buraya gel!
2010’da yapılan referandumla 12 Eylül darbesinin sorumlularının yargılanmasının önü açılmıştı. Ve Nisan 2012’de dava başlamıştı. 4 Nisan 2012’de başlayan, dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı 12 Eylül Davası’na Berfo Ana da müdahil oldu. 6 Nisan 2012’de Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tekerlekli sandalye ile giden Berfo Ana Kenan Evren’e seslendi: Kenan Evren sen hiç utanmadın mı benim çocuğumu öldürürken? Evin yıkılsın ocağın sönsün. Sen benim evimi yıktın. Elin ayağın titremesin Evren buraya gel!”
Ardından Hakim Süleyman İnce’ye dönen Berfo Ana, “Sen o namussuzu neden buraya getirmedin” diye sordu.
Erdoğan ile görüşmüştü
Berfo Ana, 6 Şubat 2011 tarihinde Cemil’inin kemiklerine kavuşmak umuduyla dönemin Başbakanı Tayip Erdoğan’la Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde görüşmüştü. Faili meçhullerle mücadele konusunda hükümetin kararlı olduğunu söyleyen Erdoğan, Cemil Kırbayır’ın faillerini bulunması için çaba göstereceklerini ifade etmişti. Ancak Berfo Ana, oğlunun mezarını göremeden hayatını kaybetti.
Berfo Ana şu sözleriyle hafızalara kazınmıştı:
“Allah rızası için bakın verin benim cenazemi. Cemil Kırbayır’ın annesini soran var mıdır ki nasıl geziyor? Nasıl dolanıyor, nasıl geziyor? Cenazem için geldim. Sizin de evlatlarınız var. Benim cenazemi, çocuğumu bana verin. Poşet elimde kapıda oturmuşun, başımı vermişim taşların üstüne, kemiğini bekliyorum. Ben yandım. Anaları yakmayın. Ne olmuşsa verin bana. Ben Cemil ile beraber mezara gireceğim. Başımı vereceğim toprağının üstüne. Hani mezarı? Hani toprağı? Niye bana söz verdiler, niye getirmediler? Getirsinler. Ben Kenan Evren’in peşindeyim. Ben anayım bana oğlumun tabutunu verin. Ben kurtuldum demesinler. Senin ocağın söne, evin yıkıla. Ben ölünceye kadar onun peşindeyim.”
Berfo Ana’dan Adalet Bakanı’na mektup
Ayrıca 2011 yılında dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e mektup göndere Berfo Kırbayır şöyle demişti: “32 yıldır devletin gözaltına alarak kaybettiği üniversite öğrencisi oğlum Cemil Kırbayır’ı arıyorum. Başvurmadığımız makam kalmadı, devletin bize cevabı her seferinde baskı ve tehdit oldu. 5 Şubat 2011’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüm, umutlandım… Ardından komisyon kuruldu, komisyonun raporuna göre, Cemil gözaltında öldürülmüş, bedeni kaybedilmişti. Raporda oğluma işkence yapanların ismi de yer aldı. Ama aradan neredeyse bir yıl geçti, ne oğlumun kemikleri bulundu ne onu öldürenler yargı önüne çıkarıldı.
Adaletten sorumlu bakan ile görüşüp ‘Bu ne biçim adalet’ demek istedim, ‘Mühim işlerim var, ona ayıracak zamanım yok’ demiş. Sizin, bizim sorunlarımızı çözmekten daha mühim ne işiniz var?”
Cemil Kırbayır’a ne oldu?
Cemil Kırbayır, 12 Eylül 1980’de darbenin ertesi gününde Ardahan’ın Göle ilçesindeki Okçu köyünde, evinden gözaltına alınmıştı. Önce Göle’ye, sonra Kars Askeri Gözetimevi’ne gönderilmişti. O dönem sorguevi olarak kullanılan Dede Korkut Eğitim Enstitüsü’nde sorgulanırken, 8 Ekim 1980’de işkencede ölmüştü. Cemil Kırbayır’a ne olduğu soruşturulurken, dönemin yetkilileri Kırbayır’ın firar ettiğini söylemiştiler. 2011 yılında Kırbayır’ın işkence sonucu öldüğünü Meclis İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonu raporu ortaya koydu. Ancak olayla ilgili açılan soruşturma davaya dönüşmedi, sorumlular yargı önüne çıkarılmadı. Berfo Ana ve Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır, 27 Ekim 2011’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.
Hayatı belgesel oldu
Berfo Kırbayır’ın hikayesi “Berxwedana 33 salan-dayika berfo/33 yıllık direniş-berfo ana” ismiyle Yönetmen Veysi Altay tarafından belgesel yapıldı.
Kaynak: Basnews