Türk Halk Müziği Sanatçısı Mine Kuş, Serhat Yaşam Dergisine Sanat hayatını ve pandemi sürecinde Müzik sektörü için açıklamalarda bulundu.
Serhat Yaşam: Mine Kuş kimdir? Müziğe olan tutkunuz ne zaman başladı? Albüme kadar olan süreci bizimle paylaşırmısınız?
Mine Kuş; Annemgil tarafı Ardahan Sulakyurt (Sarzep) Babamgil tarafı Kars/Kağızman. Dolayısıyla Kars Ardahan Iğdır bölgesinin evladıyım. Eğitim durumum Liseyi Ankara’da bitirdim Açık Öğretim 1. sınıf maalesef tamamlayamadım. Türk Halk müziğine olan tutkum çocukluk yıllarında başladı. İlk ve ortaokulda kıymetli öğretmenlerim yeteneğimi fark edince bütün müsamerelerde, milli bayramlarda bana türküler söyletirlerdi. Mesleğe küçük yaşlarda böyle başladığım söylenebilirim. TRT Ankara radyosu gençlik korosu sınavlarını kazanarak müzik eğitimime başladım. TRT’de yetişmiş bir halk müziği yorumcusu olarak İhsan Öztürk, Bircan Pullukçuoğlu, Coşkun Güla, Seza Kırgız ve TRT’nin önemli isimlerinden şan ve nota eğitimi alarak onların tecrübelerinden faydalandım. Akabinde yine TRT’nin açmış olduğu “istisna akitli sanatçı (sözleşmeli)” sınavını kazanarak belli tarihler arasında profesyonel olarak görev aldım. Bunu takibe “HÜZNÜN SESİ” adında 14 eserlik ilk albüm çalışmamı yaptım.Bu çalışmamda kıymetli duayen hocam Musa Eroğlu ile de düet yapma şansım oldu. Daha sonra Ekin Tv de “DUYGULARIN DİLİ” ve “GÖÇMEN KUŞ MİSALİ” Yıldız Tv‘ de “BİN YILIN TÜRKÜSÜ” ve “TÜRKÜLERİN İZİNDEN” Televizyon programlarını hazırlayıp sundum.
Serhat Yaşam: Müzik faaliyetlerinizden bize bahsedermisiniz? Neler yapıyorsunuz?
Mine Kuş: Pandemi sürecinde olduğumuz için etkinlik adına hiç faaliyetimiz şimdilik yok maalesef. Sosyal medya aracılığıyla canlı yayınlar yapıyorum, Tv ve Radyo programlarına katılıyorum. Bu arada Küçük bir single çalışmam var umarım kısa sürede dinleyicilerimizle buluşturacağız. Single’den önce çok güzel ve duygusal bir Türkü çalışmam bitti sayılır, en kısa zamanda güzel bir kliple dinleyicilerimizin beğenisine sunmaya hazırlanıyoruz. Rabbim yolumuzu açık etsin diyelim.
Serhat Yaşam: Müzik ve sanat dünyasında hedefleriniz nelerdir?
Mine Kuş: Müzik İnsanlığın ortak dilidir. Toplumumuzun, duygularımızın en açık dilidir. Bizlerin kalbinde yüce duygular uyandırır. Hedefim bu duygulara köprü olmak ve böylece başta gençler olmak üzere daha çok insanımıza kültürel mirasımız ve değerimiz olan Türk halk müziğini sevdirmek. Müzik ilham vermektir. Müzik insanların acı, özlem, sevinç, keder, mutluluk, kaygı gibi tüm duygularını ifade etmede ve paylaşmada en etkili, en güçlü araçtır. Benim müziğim sosyokültürel ve geleneksel değerlerin korunması, tüm kuşaklara aktarılması İşlevine de sahiptir. Bu anlamda yine hedefim daha çok insana, yüreğe ulaşmaktır. Hayat felsefem de bu hedefe ulaşmaya çalışırken hiçbir doğrudan ve prensiplerimden taviz vermemektir.Umarım özel TV kanallar da Türk halk müziğine yayınlarında daha fazla yer vererek buna destek olurlar.
Serhat Yaşam: Pandemi sürecinde müzik sektörü nasıl etkilendi?
Mine Kuş: Bir kere tüm müzisyen arkadaşlar için veya bu sektörde çalışanlar için çok zor bir dönem. Corona virüs salgını hemen hemen herkesi derinden etkilese de, bu süreçten en yoğun etkilenen sektörlerden biridir müzik sektörü. Dünyanın her köşesinde, farklı tür ve dilden müzisyenler bu süreçte ortak bir kaygıyı paylaştı.
Büyük zorluklar yaşayan, hatta bir çıkış bulamayıp yaşamına son veren müzisyenler oldu. Tüm dünyada sahne sanatlarını olumsuz etkiledi. Dünya genelinde birçok müzisyen geçtiğimiz Mart ayından bu yana sahneye çıkamıyor.
Dünyanın çoğu ülkesinde konser salonları, sahneler, kayıt stüdyoları kapatıldı, albüm çalışmaları sekteye uğradı, konserler iptal edildi ya da ertelendi. Sahnede izlediğiniz, evde, sokakta şarkılarını dinlediğiniz müzisyenler işlerini yapamaz hale geldi. Öyle görünüyor ki salgın bir süre daha etkisini sürdürecek. Müzisyenler ve sektör emekçileri pandeminin etkilerini aşma yolunun dayanışmadan geçtiğine inanıyor.
Serhat Yaşam: Sizce Popüler kültür, Anadolu kültürünü öldürüyor mu?
Mine Kuş: Çok olumsuz etkileri var tabii ki. Girdiğimiz her mekanda gittiğimiz her yerde insanların kulakları popüler müzik ile dolduruluyor. Popüler müziği duyan kulak Anadolu müziğini 2-3 eserden sonra dinlemeye tahammül edemiyor. İngilizce nasıl ki dünyanın ortak dili haline getirilmişse, popüler müzikte dünyanın ortak müziği haline getirilmiş. Öğreten ve öğrenen olmazsa yozlaşma, Çözülmeler, ahlaki çöküş, yok oluşlar başlar. Bu çizgiyi dengede tutmak gerekli. Milleti, Ülkeyi ayakta tutan milli değerler, milli kültürdür. Anadolu müziğinde, türkülerde bir tarih yatar. Türkülerimizdeki her kelime milli kültürdür. Toplum bunalımlarını, psikolojik sıkıntılarını, çözülmelerini milli değerlerine sahip çıkarak, birbirine kenetlenerek atlatır. Halk için en büyük en güzel ilaç türkülerimizdir.