Gold Gümrük Müşavirliği sahibi İmdat Tatar’a Türkiye Ekonomisi, STK’lar ve Ardahan’ın gündemi ile ilgili sorular yönelttik.
İmdat Tatar, konu Ardahan olunca her zaman elini taşın altına koyduğunu belirtti.
İmdat Tatar’ın, Siyasal Yaşam Gazetesi imtiyaz sahibi Erkan Sarıkaya’ya yaptığı açıklama şöyle:
Ardahan Dernekleri
Bazı STK’ların yönetimlerinde yer alıyorum ancak benim herhangi bir Dernek Başkanlığı düşüncem yok. Çünkü Başkanlık özverili olmayı gerektirir… İşlerimin yoğunluğundan dolayı derneklere sadece destek olabiliyorum. Ben daha çok STK’ların içinde olup, yardımcı olmak istiyorum…
İstanbul Ardahan Dernekler Federasyonu’nun durumunu iyi görmüyorum. Yine çok büyük bir hevesle yönetimine girdiğim İstanbul Ardahan Kültür Evi’ni de yeterince başarılı bulmuyorum. Örneğin; Kültür Evi Yönetimi’ne bir üyelik aidatı sistemi oluşturma konusunda öneride bulundum, kimseden olumlu yanıt çıkmadı!.-İnsanlar; “ben yönetici olayım”, “ben başkan olayım” şeklinde sadece isimlerini duyurmak hevesindeler…- Madem Derneğe bir katkınız yok, hizmet hevesiniz yok, niye giriyorsunuz? Bence bir makama gelen insan hizmet için gelmeli, o işin, makamın hakkını vermeli…
Özetle; Dernekler etkili ama yeteri kadar değil. Hep şunu söylüyorum bizler “Ardahan’lı” olarak çok güçlüyüz. Bu güç ile birbirimizin değerini bilerek çok daha iyi yerlere gelebiliriz. Dernekler sayesinde sesimizi daha çok kişiye duyurabilir, gücümüze güç katabiliriz…
İstanbul Ardahan İş Adamları Derneği
Fakir Yılmaz, Ardahan Federasyonu altında olacak dedi… İş Adamları Derneği orada takıldı. Biz Ardahan İş Adamları Derneği kurabiliriz ama o birliktelik bir türlü oluşmadı, bir türlü bir araya gelemiyoruz… Bazı dostlarım Dernek Başkanı olmam hususunda bana öneride bulundu. Ben kendilerine; İSTOÇ Başkanı Nahit Kemalbay gibi bir ismin Ardahan İş adamları Dernek Başkanlığı yapması gerektiğini belirtim. Çünkü ben; bu konuya daha yatkın, toplumda söz sahibi ve tecrübeli kişilerin bu makamlarda yer alması gerektiğini düşünüyorum…
Yaptığımız son toplantıda tam netice aşamasına gelmiştik ki Çıldırlı bir İş Adamı gelip ortalığı karıştırdı bir daha da bir araya gelemedik… Bu olumsuz gelişmeleri zaman kaybı olarak görüyorum. Şahsım olarak “kaliteli bir oluşum” olursa elbette içinde ben de yer alırım.
Ardahan Seçim Süreci
Ardahan iki sınır kapısına sahip nadir illerden bir tanesidir ancak maalesef bu sınır kapılarından yeterince yararlanamıyoruz. Sarp Sınır Kapısı ve Gürbulak Sınır Kapısı’nın bulunduğu illere bakın, sınır kapıların o illere yaptığı katkıya bir bakın… Son derece faydası olmuş… Bir de iki sınır kapısı olan Ardahan’a bakın, farkı göreceksiniz! Türkgözü Sınır Kapısı ve Aktaş Sınır Kapısı; ikisi de açık ama istenilen seviyede değil. Akşam saat 7’den sonra sınır kapıları kapalı ve sahipsiz kalıyor…
Ardahan’da doğru alanda projeler, yatırımlar kazanç getirir.
Ardahan’da Et Balık Kombinesi var ama kapalı. Neden kapalı? Çünkü birilerinin tekelinde olmaması lazım. Bu olumsuz örnekleri Ardahan’ da bir daha görmek istemiyoruz.
Ardahan’da geçen sene 76 Milyon TL kredi verilmiş ve bu kredilerin dönüşünde hiç sorun yaşanmamış. Ardahan bir il, İstanbul da bir il ancak Ardahan’da Vali’ye, Belediye Başkanı’na, diğer bürokratlara ve yatırımcı iş adamlarına ulaşabilmek İstanbul’ da olduğunda çok daha kolay.
Bu nedenlerle dilerseniz öz sermayeniz dilerseniz devlet destekli hibe ve kredilerle Ardahan’da yapılacak doğru bir yatırımın neticesini çok daha rahat alabilirsiniz…
Çıldır ilçesine yatırım. Çıldır Kuzey Yıldızı Restoran ve Otel.
Çıldır’da yaptığımız yatırımlardan ticari olarak büyük bir getiri beklentimiz yoktu. Asıl hedefimiz Ardahan’ımıza ve farklı memleketlerden Ardahan’a giden dostlarımıza daha iyi hizmetler sunmaktı. Çıldır Festivali’nde de bunu görmüş olduk. İstanbul’dan gelen saygıdeğer bir İş Adamı; katılımcıları, Kars ve Çıldır Gölü ziyaretlerinde tesislerimize teşrif ettiler. Katılımcı iş adamları daha sonra bizleri arayıp memnuniyetlerini dile getirdiler… Biz bu tesisleri; özveriyle, zevkle ve ticari bir kaygı duymadan kurduk. İstanbul’un en iyi restoranlardaki atmosferi ve hatta daha fazlasını Çıldır Kuzey Yıldızı tesislerimizde bulabilirsiniz.
Türkiye Ekonomisi
25 yıldır ticari hayatının içindeyim. Bir kriz olduğu açıkça ortada. Dışa bağımlı bir ülkede dövizin bu kadar yüksek olması, halkın alım gücünü kısıtlıyor. Türkiye’nin dış borcunun oldukça yüksek olması da bu durumu içinden çıkılmaz bir hale götürüyor… Bu durum neticesinde, ticarette sıkıntılar yaşanıyor…
Bankalar elini taşın altına koymalı. Kredi faizleri yüksek olduğu müddetçe ticaret adamı ister istemez zorlanıyor. Ayrıca şunu da söylemeliyim ki; Bir devletin yurt dışından patates, soğan ithal ettiği müddetçe büyümesi mümkün değil. Patatesin, soğanın ithalatı olmaz, olamaz! Bunu hangi hükümet, hangi sistem yaparsa yapsın bunun bir hata olduğunu söylemekten geri duramam…