Ak Parti Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimi öncesi 16 Haziran Pazar günü Maltepe sahili Avşar Cafede Ardahanlı hemşehrileri ile bir araya geldi.
Ardahan Eğitim Vakfı Başkanı İlter Avşar’ın ev sahipliği yaptığı yemekli buluşmaya Posof Belediye Başkanı Cahit Ulgar, Ak Parti Ardahan Belediye Başkan adayı Yunus Baydar, Fatih SGK Müdürü Coşkun Bilgin, Esenyurt eski Belediye Başkan yardımcısı Turgay Çoban, Pendik Ardahan İl Derneği Kurucu Başkanı Adnan Köroğlu, Maltepre Ardahanlılar Derneği Başkanı Yaşar Geler ve çok sayıda STK yöneticisi katıldı.
Toplantıda Ak Parti Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, Siyasal Yaşam Gazetesi İmtiyaz sahibi Erkan Sarıkaya’nın sorularını yanıtladı.
Erkan Sarıkaya: Ardahan Belediyesi ve Ardahanlıların en çok yaşadığı Esenyurt’ta Esenyurt Belediyesi yerel seçimlerinde, Ak Parti’den CHP’li Başkanlara geçti. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Orhan Atalay, ” Demokrasi ile yönetilmeyen ülkelerde savaşla, kavgayla, yıkımla el değiştirir. Çok olan yönetimi ele geçiriyor. Dolasıyla Türkiye’de oturmuş böyle bir demokrasi var. Yerel yönetimler, genel yönetimler sandıkla, seçimle vatandaşın oyu ile gelir gider. Bir gün orası kazanır, bir gün burası kazanır. O bütün yönetimin topluma katkısı demektir. Herkesin farklı bakış açısı vardır. Farklı projeler farklı hayaler var, yönetimler değişince hayat bulur. Bu açıdan ben demokratik sistemlerde kazanan ve kaybeden diye bir ayrım yapmıyorum. Herkes kazanıyor. İsim değişir, tabela değişir, parti değişir buda işin doğasında olan bir şeydir. O yüzden Ak Parti şurayı kazandı, şurayı kaybeti demiyorum. Tüm Türkiye kazanıyor. Benim Felsefi bakışım bu. Kazanın artıları vardır kaybedenin eksileri vardır. Dolaysıyla kaybedininde kendisini aynanın önünde çek etmesi gerekiyor. Önemli olan ülkenin istikrarlı bir şekilde yol haritasının olması ve herkesin ülkeyi, ili, ilçeyi daha ileri bir evreye taşımak için farklı alternatifler sunması ve bunu başarmasıdır.
Erkan Sarıkaya: Sizin Twitter’de yaptığınız bir paylaşım son günlerde ulusal medyada yer aldı. Sizin Cumhurbaşkanı Erdoğanı eleştirdiğiniz iddia edildi. Bu konuda ne sö^ylemek istersiniz?
Orhan Atalay: Orda ne Erdoğan’ın adı var nede eleştiri var. Ben ilahiyatçıyım. Ben kendi canımı korumak, kendi düşüncemi, kendi inancımı koruma konusunda bir güce sahibim. Bir yanlışlık gördüğüm zaman uyarmak gibi bir görevim var. Bu kim olursa olsun, ona bakmam ki ben. Burada bir icat var. 1831 de bir icat var. Şimdi Enderun Teravi diye bizim dini kaynaklarımızda bir kavram yok. İbadet ile ilgili bizim yegane rehber almamız gereken peygamberdir. Bu dinin ilk öğretmen peygamberdir. Peygamberde bize diyorki ibadet konusunda ben vahiy alıyorum. Cebrail bana öğretiyor, bende size öğretiyorum. Dolaysıyla benim öğretiğim ne dışına çıkın nede artırın nede eksiltin. Bu mekanizma Dini tarifatan jenerasyondan koruyan en önemli şey, Peygamerin örnekliği. Peygamber dışında hiç kimsenin din konusunda bir şey vaz etme yada br şey koyma ve kaldırma yetkisi yok. Zaten onu söylüyorum. Ne demişim bu bir bidattır. Bir uydurmadır. Yani 1831 de sadece İstanbul’da kılınmış ama bu gün dünyada böyle bir Teravih ne Mekke’de var, ne Medine’de var, ne Taşkent’te var nede Tahran’da var. Çünkü dinin kaynaklarında yok. Bunu özelde üzerine alınacak olan varsa buda Diyanet teşkilatıdır.
Erkan Sarıkaya: Sosyal medyada yaptığınız paylaşımlar için partinizden her hangi bir uyarı aldınız mı?
Orhan Atalay: Daha öncede partinin genel görüşlerine aykırı beyanatlarda bulunmuş bir adamım. Yani Parti bunu çok dikkate almış olsaydı, bana ihraç yolu göstermiş olurlardı. İşte CHP’nin Öztürk beyi ihraç etiği gibi. Ak Parti o manada en demokratik parti. Bakmayın siz. Mesela Tayyip beyin bile bazı görüşlerine aykırı görüşlerimi komuoyuna paylaşmışımdır. Ama bu güne kadar ne silveye çekildiğim oldu ne muhakemeye tabi olduğum oldu. Yani bunları kendi aramızda konuşabiliriz. Ben bunları kamuoyu ile paylaştım hepsi bu kadar.